23 Haziran 2012 Cumartesi

İlkel insanda iç dünya dış dünyaya yansıtılmıştır ve hep gece süresince belirir.
Sol eliniz cebinizde ya da arkanızdayken  birinin  ya da karşınızdakinin elini sıkamassınız.Elinizde bir bıçak olmadığını göstermek zorundasınız.
İlk örnekler anlaksal mimarinin temelidir.İnsanda var oluştan  buyana hep vardır.Bilinçaltının temelini oluştururlar.(Tanrı kavramı ve imgesi,kutsal ve dinsel olgunun her yerdeliği) iç güdüler , imgelerle dışarı çıkar.
Küçük,basit bir sarışını dünya güzeli bir kraliçe kılan ''bir görünüşte aşık olma'' deyimini düşünün.İşte bu her erkeğin içinde taşıdığı ideal kadın imgesini bu sarışına yansıtmaktadır.Bu yansıtmalar son derece önemli ,etkili ve çoğu kez de yıkıcıdırlar.Bilin dışında yer alırlar.
Yansıtma algıyı gölgelendirir, değiştirir, bambaşka bir görünüme sokar,evet onu siler ve yerini alır. Açken yediğiniz elma tok yediğiniz elmanın yansımasıdır sadece.
Sizinle konuşmak isteyen bir kadın varsa  önce hormonlarınızın isteğini yerine getirin, ancak  ondan sonra doğru kararı verebilirsiniz.Markete giren aç biri o marketi tasarlayan cingözün satmak istediklerini alır ve çıkar.Nasıl kazıklandığını eve geldiğinde bile anlayamaz.